Yeterli miyim?
- Didem Yıldız
- 10 Eyl
- 2 dakikada okunur

Bazı sorular vardır, sessizce gelir ama çok şeyi sorgulatır. Kendimize bile itiraf edemediğimiz, aklımıza geldiği zaman hemen geçiştirmek istediğimiz ama hiç peşimizi bırakmayan.“Yeterli miyim?” işte tam da öyle bir soru.Bu yazı, dış dünyanın beklentileri arasında kendi iç sesini duymaya çalışan, kendini yetersiz hissettiği halde hâlâ çabalayan, mükemmel olmadan da değerli olabileceğini hatırlamak isteyen herkes için kaleme alındı.Bazen sabahları uyanırken içimizde sessiz ama ağır bir fısıltı dolaşır. İçten içesorduğumuz bu soru, çoğu zaman yaşamımızın gizli pusulasıdır.Kahvaltıya yetişmeye çalışırken, çocuğumuzun gözlerinin içine bakarken, işyerinde sunum yapmadan önce, aynaya göz ucuyla bakarken…Bu soru anneliğimde/babalığımda yankılanıyor bazen.
“Daha iyi bir anne/baba olabilir miydim?” İşimde duyuyorum sonra. “Herkes çok daha başarılı. Sende ne eksik?”Kendime bakarken… “Biraz daha zayıf olsaydın, biraz daha güzel…”Zeki miyim? Beni neden sevsin ki? Hatta bir adım daha giderek bu sorulara ağır suçlama ve eleştirilerle cevap veririz. Aklını kullansaydın, …, güzel olsaydın, …, başarılı olsaydın, …Bu böyle uzar gider.Aslında iç sesimiz olan bu acımasız sorgu meleğinin bize asıl sorduğu:“Yeterli miyim?”Kimseye açıkça sormayız soramayız belki bu soruyu. Ama çoğumuz içten içe defalarca sorarız.Daha iyi bir eş olabilir miydim?
Daha başarılı bir kariyerim olmalı mıydı? Daha güzel, daha sabırlı, daha zeki, daha güçlü…Bunların hepsi aslında tek bir yere çıkar: Özgüven. Ama özgüven sandığımız gibi “kendini beğenmek” değildir. Gerçek özgüven, eksik yönlerini de görebilip, buna rağmen kendine saygı duymaktır. Kusurlarıyla birlikte kendini kabul etmektir.Psikolojide özgüven; kişinin kendi değerine ve kapasitesine duyduğu saygı ve inançla tanımlanır. Bu, “kusursuz olmak” değil, kusurlarınla birlikte var olabilmeyi kabul etmektir.
Peki, neden bu kadar sık “yeterli değilim” hissine kapılırız?Çünkü kıyaslıyoruz. Çünkü onay bekliyoruz. Çünkü sürekli daha fazlası, daha iyisi, daha güzel olmak gerektiğine inandırıldık. Sosyal medya çağında herkesin “yetiyor”gibi göründüğü bir dünyada, kendi içimizde hep biraz eksik, biraz yetersizhissediyoruz.
Oysa yeterlilik hissi dışarıdan değil, içeriden doğar. Başkalarının gözünde başarılı ya da beğenilir olmakla ilgili değildir. Kendine dürüstçe şunu diyebiliyor musun?“Elimden geleni yapıyorum.”İşte özgüven tam da burada başlar.Bizi en çok yoran şey mükemmel olmaya çalışmak.
Oysa insan olmak demek bazen eksik, bazen yanlış, bazen yorgun olmaktır. Bazen kırılıp yeniden toparlanmak, bazen yorulup yeniden başlamak ve bazen de sadece devam etmek. Ve yine de kendinden memnun olmaktır.Eğer bugünlerde “yeterli miyim?” diye sıkça düşünüyorsan, şunu bil:Bu soruyu sormak bile aslında vicdanının, farkındalığının ve çabanın işaretidir.Ve evet, belki mükemmel değilsin ama bu seni yetersiz değil, gerçek kılar.Psikoterapide çok temel bir cümle vardır:
“Kendini kabul etmeden gelişemezsin ”Bugün kendine dönmeni istiyorum.
Bu yazıyı okuyorsan, bu satırlarda kendini arıyorsan, o sorunun cevabını da içinde taşıyorsun.
Evet, yeterlisin.
Çünkü hâlâ deniyorsun.
Hâlâ seviyorsun.
Hâlâ gelişiyorsun.
Mükemmel olmadan da değerli olduğunu hatırla.
Eksik yanların seni eksiltmez; insan yapar.Ve en önemlisi, bu soruyu kendine sormak bile gösteriyor ki, sen farkındasın.Ve bu farkındalık, her şeyin başlangıcıdır.“Bugün kendin için ne yaptın ve bu sana yetti mi?”


Yorumlar